Ana içeriğe atla

The Inward Circles — The Soul Itself A Rhombus

Minik Serçe ve Kafatası

john webber
Masanın altına saklanalı çok olmamıştı. Etrafta koşuşturan ayak sesleri sürekli duyuluyordu.
Yaklaşık olarak 3 senedir tek başıma yaşıyordum. Ta ki bir kuru kafa ve minik bir serçeyle birlikte yaşamaya başlayana kadar…
 Kuru kafa içini minik serçeye yuva yapmıştı. Serçe kuru kafanın içinde uyur orada dinlenir uyanık olduğu zamanlar yemek dışında kafatasının üzerinde dururdu.
Onlarla tanışmam bir mezarlıkta olmuştu, babamın mezarını ziyarete gittiğim sırada  içi açılmış bir mezardan kuş sesi geldiğini fark etmiştim… Bunun üzerine mezara kafamı uzattım ve o minik serçeyi uçamaz bir şekilde orada buldum...
Mezarın içine girip serçeyi almaya karar verdim ve bunu yaptım. Serçeyi ufak bir çabayla oradan aldım, fakat serçe avucumun içinde can çekişirmişçesine bağırmaya başlamıştı. Benden bir şey istediği belliydi. Mezarın içine tekrar baktığım da yeni fark ettiğim gölgede kalmış kafatasını istiyor olabileceğini düşünerek mezara tekrar gidip kafatasını da oradan aldım.
Minik serçenin bağırışları kesilmişti. Bir elinden diğer elimdeki kafatasının üzerine sekerek mutlu mutlu ötmeye başlamıştı.
Onları evime götürdüm ve uzun zamanlar beraber yaşadık, sonra ne olduysa evin için de ayak sesleri duymaya başlamıştım. Ayak seslerinin nereden geldiğini bulmaya çalışırken minik serçe ile kafa tasının olması gereken yerde olmadığını gördüm.
Bu beni çok üzdü. Etrafta onları ararken arkamdan bir sürü ayak sesi geliyordu. Beni takip ediyorlardı. Sonra korkuya kapılarak masanın altına saklandım. 4 gündür masanın altındayım ve ayak sesleri hiç susmadı. Daha ne kadar burada duracağım bilmiyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akrebin Yelkovana Vedası

Yelkovanın bu halini görünce çok fazla sıcağa maruz kalabilmiş olacağını düşündüm. Akrep ise yerinde yoktu, sadece dakikalar işliyordu. Bir de onu takip eden saniyeler… Biri zamanı yok etmeye çalışmıştı. Fakat kim olduğu belli olmayan bir hırsızın ellerinde tüketiliyordu. Devasal saat kulesindeki bu olayın etkisi tüm sokakları sarmıştı. Saate bakan şokun etkisinden çıkamıyordu. .Kimi sokak aralarından; “Sonumuz geldi!” Bağrışları yükseliyordu. Saatin etrafını sarmış kalabalığı yarıpta gelen Zaman Muhafızları halkı saatin etrafından dağıtmaya çalışıyorlardı. Halk panik içinde bir açıklama bekliyordu. Muhafızların öfkesi arttıkça tavırları da şiddetleniyor, daha sert bir şekilde müdahale etmeye başlıyorlardı. Zaman Denetleme Başkanı durumun çığırından çıkacağını anlayarak halka bir konuşma yapma kararı almıştı. Saat kulesinin önüne geçerek; “Bu oyunu kimlerin oynamış olabileceği konusunda bir bilgimiz yok. Biliyorsunuz ki saatimiz 24 saat boyun...

Tekdüze Bir Düzelik

Benim ruhum söküldü kafatasımdan, beni avuç içinden iki ağacın arasında ölülerini bekleyen çukura üfledi. Korktu bir takım şaşı kuşlar, ne tarafa uçacağını bilemeden uçtu durdu. Sadece bir tanesi ağaca çarptı ve öldü. Soyun hey ruh, bedeninin her parçasını ben oluşturacağım... Bir kova su getiren geveze baykuş az ileride başka bir ağacın kökünde ölü bulundu. Üzerlerine beyaz çarşaf geçirmiş bazı adamlar baykuşun ölüm sebebini bulmaya çalışıyorlardı. Önce kuşa baktılar, sonra ağaca, sonra yine kuşa baktılar, sonra da birbirlerine baktılar ve sırt sırtta verip ağıt yakmaya başladır… Ağıtı duyan baykuş dirildi. Ağıt yakanlarla ağıt yakmaya başladı. Ölüsünü gören baykuş gözyaşları dökmeye başladı. Sonrasında ölüsüne sarıldı ve ölüsü dirildi. Beyaz çarşaf giyinmiş adamlar orayı terk ettiler, baykuş dirilen ölüsünü bıraktı ve ağacın dalına kondu.

Japon Balığı Kusimisunun Gösterisi

            Ülkede çok büyük reklâmlar yapılmış Kusimisu için, Afişler hazırlandı, haber programlarında konuşuldu, oyuncakları yapıldı. Herkes bu gösteri için heyecanlandırıl ve bu gösteri için basılan biletlerin tamamı çıktığı andan itibaren 4 saat içinde tükendi. Organizasyonu yapan şirketin önünde eylemler düzenlemeye başlamıştı. Kimi az sayıda bilet basıldığından kimi de biletlerin karaborsaya düştüğünden şikâyetçiydi.             Herkes bir Japon Balığının nasıl bir gösteri yapacağını merak ediyordu. Bu balıklar 10 saniyede unutmuyor? Nasıl olurda bir şeyler öğrenebiliyordu? Diye sorular etrafında dolaşırken gösteri günü gelmiş çatmıştı.             Gösteri salonu tıklım tıklım dolmaya devam ediyordu. İçeri kaçak yollarla girmeye çalışanlar, sahte bilet ile aynı koltuğu 10 kişi tutanlar içerisi karman çorman olmuştu. Gösteri saatin...