Ana içeriğe atla

The Inward Circles — The Soul Itself A Rhombus

Ayna Kursu

Katsushika Hokusai
Merhaba benim adım Masa Aynası, yeni dünyanın vazgeçilmezidir aynalar…
Kimin evinde ayna yoktur ki, kim aynaya bakıpta kendine bir kaç soru sormamıştır ki… Ben mesala daha geçen sordum, “Burnunun bir deliği niye kapalı?”
Cevap alamadım.
Aynalar 17. yüzyıla kadar metalden ibaretti, sonrasında araya cam girerek estetikliği arttı. Sonrasında şekilden şekle girdi. Kim bakmadı ki aynalara, insanın kendi gibi giydirdiği şempanze bile ayna da kendini tanımaya çalıştı.
Hangimiz bir aynayı kırmaya cesaret edebildik, çünkü inandık ki uğursuzluk getirecek… Uğursuzluk aynayla gelmez, uğursuzluk kendi seçtiğimiz yaşamın içinde doğar…
Ben bir masa aynasıyım, güzel kızlar benim karşımda bıyıklarını alırlar iple… Bir adam bakar bana buluşacağı kızı sakallarıyla etkilemek için…
Hep masada durmam, bazen unutulurum bir çekmecede çünkü banyo da benden daha büyük bir ayna vardır, ondan daha büyük portmanto da bir ayna vardır. Ona bakarak kıyafetlerine bile çekidüzen verebilir.
Yine bir kaç haftadan fazla durmam orada çünkü o güzel kızın yine bıyıkları uzamaya başlamıştır.
Bir gün o güzel kız beni un ufak eder, çünkü o güzel kıza bir erkek “senin yüzün değil bu’ der. Çünkü o güzel burnunu silip atar. Artık bana bakamaz.
Benim sonunda böyle oldu. Parçalarımın yüz kırk üçü bedenden ayrıldı. Bir haftadır bekleyen kurufasulyenin içine karıştı.
Aslında beni bir çöp toplayıcısı buldu. Aldı eline kirli suratına baktı. Bakarken de yanından güzel bir kız geçiyordu. Bu onu daha da sinirlendirdi. Beni çöpün kenarında parçalarken çöpe, “benim senden farkın ne” dedi.

Böylece sonra parçalarımı bir süpürge süpürdü ve çöp kovasını koydu, en azından kalan yüzde elli yedi parçamla şimdilik bir aradayım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akrebin Yelkovana Vedası

Yelkovanın bu halini görünce çok fazla sıcağa maruz kalabilmiş olacağını düşündüm. Akrep ise yerinde yoktu, sadece dakikalar işliyordu. Bir de onu takip eden saniyeler… Biri zamanı yok etmeye çalışmıştı. Fakat kim olduğu belli olmayan bir hırsızın ellerinde tüketiliyordu. Devasal saat kulesindeki bu olayın etkisi tüm sokakları sarmıştı. Saate bakan şokun etkisinden çıkamıyordu. .Kimi sokak aralarından; “Sonumuz geldi!” Bağrışları yükseliyordu. Saatin etrafını sarmış kalabalığı yarıpta gelen Zaman Muhafızları halkı saatin etrafından dağıtmaya çalışıyorlardı. Halk panik içinde bir açıklama bekliyordu. Muhafızların öfkesi arttıkça tavırları da şiddetleniyor, daha sert bir şekilde müdahale etmeye başlıyorlardı. Zaman Denetleme Başkanı durumun çığırından çıkacağını anlayarak halka bir konuşma yapma kararı almıştı. Saat kulesinin önüne geçerek; “Bu oyunu kimlerin oynamış olabileceği konusunda bir bilgimiz yok. Biliyorsunuz ki saatimiz 24 saat boyun...

Tekdüze Bir Düzelik

Benim ruhum söküldü kafatasımdan, beni avuç içinden iki ağacın arasında ölülerini bekleyen çukura üfledi. Korktu bir takım şaşı kuşlar, ne tarafa uçacağını bilemeden uçtu durdu. Sadece bir tanesi ağaca çarptı ve öldü. Soyun hey ruh, bedeninin her parçasını ben oluşturacağım... Bir kova su getiren geveze baykuş az ileride başka bir ağacın kökünde ölü bulundu. Üzerlerine beyaz çarşaf geçirmiş bazı adamlar baykuşun ölüm sebebini bulmaya çalışıyorlardı. Önce kuşa baktılar, sonra ağaca, sonra yine kuşa baktılar, sonra da birbirlerine baktılar ve sırt sırtta verip ağıt yakmaya başladır… Ağıtı duyan baykuş dirildi. Ağıt yakanlarla ağıt yakmaya başladı. Ölüsünü gören baykuş gözyaşları dökmeye başladı. Sonrasında ölüsüne sarıldı ve ölüsü dirildi. Beyaz çarşaf giyinmiş adamlar orayı terk ettiler, baykuş dirilen ölüsünü bıraktı ve ağacın dalına kondu.

Japon Balığı Kusimisunun Gösterisi

            Ülkede çok büyük reklâmlar yapılmış Kusimisu için, Afişler hazırlandı, haber programlarında konuşuldu, oyuncakları yapıldı. Herkes bu gösteri için heyecanlandırıl ve bu gösteri için basılan biletlerin tamamı çıktığı andan itibaren 4 saat içinde tükendi. Organizasyonu yapan şirketin önünde eylemler düzenlemeye başlamıştı. Kimi az sayıda bilet basıldığından kimi de biletlerin karaborsaya düştüğünden şikâyetçiydi.             Herkes bir Japon Balığının nasıl bir gösteri yapacağını merak ediyordu. Bu balıklar 10 saniyede unutmuyor? Nasıl olurda bir şeyler öğrenebiliyordu? Diye sorular etrafında dolaşırken gösteri günü gelmiş çatmıştı.             Gösteri salonu tıklım tıklım dolmaya devam ediyordu. İçeri kaçak yollarla girmeye çalışanlar, sahte bilet ile aynı koltuğu 10 kişi tutanlar içerisi karman çorman olmuştu. Gösteri saatin...