Ana içeriğe atla

The Inward Circles — The Soul Itself A Rhombus

Çiçek Çocuk

Hippi
Bugünlerde iç parçalayıcı bir kaç olay olduğunu söyleyebilirim. Bunlardan biri hippi gibi yaşayan Osman Aganın ölümüydü.
Kendisi Fıstık köyünün en yaşlılarındandı. Soranlara 149 yaşında olduğunu söylerken 140 yaşında oğlu oluşuyla insanlar bu sürenin daha fazla olabileceğini söylüyorlardı. Osman Aganın ölüm biçimi cenaze namazı kılınırken bazı kişilerin ani kahkaha patlamalarına sebep oluyor, bu durumda İmamın öfkelenmesine sebep olabiliyordu.
Osman Aga ömrü boyunca hiç köyünden çıkmış biri olmamasına rağmen 1972 yılında köyüne gelen bir grup hippiden oldukça fazla etkilenmişti. Bir kısmı Türkten bir kısmı da Amerikalılar oluşan bu Hippi grubu Osman Agayı da çok sevmişti. Köyün o zamanlar içe dönük bir yapası olmasına rağmen misafirperverlikleriyle hippileri hiç bir şekilde dışlamamışlardı.
Bir senelik kalış süreleri boyunca Osman Aganın kullanılmayan çiftliğini kendilerine mesken tutmuşlardı. Çiftlikte kurdukları Komün yaşamı ve yaşayış tarzları Osman Agayı büyülüyordu. O zamanlar 104 yaşında olduğunu söyleyen Osman Aga hiç bir şekilde yaşını yansıtmıyordu. Onun pek çok kişi yalan söylediğini düşünnse de pek kişi de oğlundan yola çıkarak onun doğru söylediğine inanıyordu.
Günler geçti aylar geçti ve Hippiler oradan ayrılmaya karar verdiğinde OSman Aga çoktan onların yaşan tarzlarını benimsemiş, rengarenk gömlekleri ve rengarenk kumaş pantolonları sıralamıştı.
İşin özünde gelecek olursak, Osman Aganın ölümüne yaşlılığı sebep olmamıştı. Onu şeftali toplamak için çıktığı merdivenin üzerinde Jimi Hendrix’in Foxey Lady parçasındaki gitar sololarına kendini fazla kaptırarak merdivenin üzerinde dans etmeye kalkınca dengesini kaybedip yere düşerek kafasını taşa çarpması öldürmüştü. Pek çok kişiyi Osman Aganın ölümü üzse de pek çok kişiyi de güldürmüştü.
Osman Ağayı mezarın içine koyup üzerini kapatırken her şeyin bittiğini düşünen cemaat aslında yeni bir başlangıçtan hiç haberdar değillerdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akrebin Yelkovana Vedası

Yelkovanın bu halini görünce çok fazla sıcağa maruz kalabilmiş olacağını düşündüm. Akrep ise yerinde yoktu, sadece dakikalar işliyordu. Bir de onu takip eden saniyeler… Biri zamanı yok etmeye çalışmıştı. Fakat kim olduğu belli olmayan bir hırsızın ellerinde tüketiliyordu. Devasal saat kulesindeki bu olayın etkisi tüm sokakları sarmıştı. Saate bakan şokun etkisinden çıkamıyordu. .Kimi sokak aralarından; “Sonumuz geldi!” Bağrışları yükseliyordu. Saatin etrafını sarmış kalabalığı yarıpta gelen Zaman Muhafızları halkı saatin etrafından dağıtmaya çalışıyorlardı. Halk panik içinde bir açıklama bekliyordu. Muhafızların öfkesi arttıkça tavırları da şiddetleniyor, daha sert bir şekilde müdahale etmeye başlıyorlardı. Zaman Denetleme Başkanı durumun çığırından çıkacağını anlayarak halka bir konuşma yapma kararı almıştı. Saat kulesinin önüne geçerek; “Bu oyunu kimlerin oynamış olabileceği konusunda bir bilgimiz yok. Biliyorsunuz ki saatimiz 24 saat boyun...

Tekdüze Bir Düzelik

Benim ruhum söküldü kafatasımdan, beni avuç içinden iki ağacın arasında ölülerini bekleyen çukura üfledi. Korktu bir takım şaşı kuşlar, ne tarafa uçacağını bilemeden uçtu durdu. Sadece bir tanesi ağaca çarptı ve öldü. Soyun hey ruh, bedeninin her parçasını ben oluşturacağım... Bir kova su getiren geveze baykuş az ileride başka bir ağacın kökünde ölü bulundu. Üzerlerine beyaz çarşaf geçirmiş bazı adamlar baykuşun ölüm sebebini bulmaya çalışıyorlardı. Önce kuşa baktılar, sonra ağaca, sonra yine kuşa baktılar, sonra da birbirlerine baktılar ve sırt sırtta verip ağıt yakmaya başladır… Ağıtı duyan baykuş dirildi. Ağıt yakanlarla ağıt yakmaya başladı. Ölüsünü gören baykuş gözyaşları dökmeye başladı. Sonrasında ölüsüne sarıldı ve ölüsü dirildi. Beyaz çarşaf giyinmiş adamlar orayı terk ettiler, baykuş dirilen ölüsünü bıraktı ve ağacın dalına kondu.

Japon Balığı Kusimisunun Gösterisi

            Ülkede çok büyük reklâmlar yapılmış Kusimisu için, Afişler hazırlandı, haber programlarında konuşuldu, oyuncakları yapıldı. Herkes bu gösteri için heyecanlandırıl ve bu gösteri için basılan biletlerin tamamı çıktığı andan itibaren 4 saat içinde tükendi. Organizasyonu yapan şirketin önünde eylemler düzenlemeye başlamıştı. Kimi az sayıda bilet basıldığından kimi de biletlerin karaborsaya düştüğünden şikâyetçiydi.             Herkes bir Japon Balığının nasıl bir gösteri yapacağını merak ediyordu. Bu balıklar 10 saniyede unutmuyor? Nasıl olurda bir şeyler öğrenebiliyordu? Diye sorular etrafında dolaşırken gösteri günü gelmiş çatmıştı.             Gösteri salonu tıklım tıklım dolmaya devam ediyordu. İçeri kaçak yollarla girmeye çalışanlar, sahte bilet ile aynı koltuğu 10 kişi tutanlar içerisi karman çorman olmuştu. Gösteri saatin...