Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Algı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

The Inward Circles — The Soul Itself A Rhombus

Algı Köledir

            Tüm algılarımı parçalamaya başladım. İlk önce kulaklarımı kestim, sonra burnumu ve en son olarak ta gözbebeklerimi yerinden söktüm.             Sessiz, karanlık ve kokusuz bir hayat oluşturdum kendime…             Fakat dokunabiliyordum, dokunarak hissetmeye devam ediyordum. Sert, yumuşak, sıcak, soğuk her şeyi hissediyordum. Algılarımı tam kapatamamıştım.             Ellerimi kesmeliydim. Sonra ilk önce sol elimi kestim, her şey bitmişti. Bıçak sağ elinde kaldı. Sağ elimi de kesmeliydim, bunu tek başıma yapamazdım. Bağırmaya başladım. Bana yardım edin diye… Kimse elimdeki bıçağı alıp elimi kesmedi.             Bıçağı yavaşça kenara bıraktım, ayağa kalktım ve nehre gittim. Nefesimi tutup nehre uzandım, nehirle be...

Kuvvetli Kuvvetsizlik

Şiddetli yağmurun ortasında not defterini çıkarmış bir şeyler karalıyordu. Sonra duraksadı, ömründe not defteri kullanmış biri değildi, bunu cebine kim koymuştu. Etrafına bakıntı tanıdık biri aradı bulamadı. Yine de bir şeyler yazmaya çalıştı. Not defteri çok fazla ıslanmıştı. Artık kalemin değdiği yer yırtılmaya başlıyordu. Not defterini de kalemi de arkasına fırlattı yürümeye başladı. Not defterini cebime kimin koyduğunu düşünmeyi bırakarak başka bir konuya odaklanmıştı. “Peki tamam, bu not defterini kimin cebime koyduğunu bilmiyorum, ama ben bu not defterinin nasıl cebimde olduğunu bildim de elime aldım?” Düşüncelerini sesli bir şekilde dışa vuruyordu. Yürümeye devam ederken ıslandığının farkına vardı. Bunun çok geç farkına varmıştı, çünkü çoktan sırılsıklam olmuştu. “Beni not defteri oyaladı. Onun orada olduğunu nereden bildim?” Koşmaya başladığında her şey için çok geç olduğunun farkına varması zaman almıştı. “Benim gideceğim bir yer ...

Minik Serçe ve Kafatası

Masanın altına saklanalı çok olmamıştı. Etrafta koşuşturan ayak sesleri sürekli duyuluyordu. Yaklaşık olarak 3 senedir tek başıma yaşıyordum. Ta ki bir kuru kafa ve minik bir serçeyle birlikte yaşamaya başlayana kadar…  Kuru kafa içini minik serçeye yuva yapmıştı. Serçe kuru kafanın içinde uyur orada dinlenir uyanık olduğu zamanlar yemek dışında kafatasının üzerinde dururdu. Onlarla tanışmam bir mezarlıkta olmuştu, babamın mezarını ziyarete gittiğim sırada  içi açılmış bir mezardan kuş sesi geldiğini fark etmiştim… Bunun üzerine mezara kafamı uzattım ve o minik serçeyi uçamaz bir şekilde orada buldum... Mezarın içine girip serçeyi almaya karar verdim ve bunu yaptım. Serçeyi ufak bir çabayla oradan aldım, fakat serçe avucumun içinde can çekişirmişçesine bağırmaya başlamıştı. Benden bir şey istediği belliydi. Mezarın içine tekrar baktığım da yeni fark ettiğim gölgede kalmış kafatasını istiyor olabileceğini düşünerek mezara tekrar gidip kaf...