Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Sorgulama etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

The Inward Circles — The Soul Itself A Rhombus

Sokakta Unutulan Adam

            Eskiden çok fazla güneş doğarmış, o kadar çok fazla ki güneşler birbirlerinin önüne geçer, birbirleriyle yarışır olmuşlar. Bir süre sonra kendini uyanık sanan bazı güneşler, batıdan doğmaya başlamışlar.             Bunu ilk fark eden kişi de sokakta unutulan adam olmuş. Gece yatacak yer ararken bir baksa ki etrafı aydınlanmaya başlamış, sonra gökyüzüne bakmış ki iki tane güneş birbirlerini ite kaka gökyüzüne yükselmeye başlamışlar…             Sokak unutulan adam cebinde unuttuğu birkaç beyaz leblebiyi ağzına atarak bu keyifli anın tadını çıkarmaya başlamış, her şey bu iki güneşle bitmemiş daha fazla güneş batıya gitmeye, birbirlerini itmeye, vurmaya ve kavgalar etmeye başlamış. Dünyanın her tarafı güneşle dolmuş ve sokakta unutulan adam iyice unutulur olmuş… 

Hafiften Ciddi Şeyler

“Kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Ama nasıl bir ölüm şekli seçmem gerektiğini bilmiyorum…” 2 saat boyunca hiç konuşmadan durduktan sonra ancak bana bunu söyleyebilmişti. Ben, “Benim için bir sakıncası yok.” Dedim… Sandalyede öne doğru eğik şekilde oturmuş ve kafasını iki elinin arasına almıştı. “Senin için sakıncası olmadığını biliyorum. Fakat bilmediğim nasıl yapabileceğim bunu?” kafasını iki elinin arasından kurtarmış, sandalyede dik oturmaya başlamış ve sol işaret parmağınla sağ burun deliğini karıştırır olmuştu. “Senin için bir önerim var. Kendini o kadar küçült ki Salvador Dalinin Psikozlu bıyıklarında açlığa terk et.” dememle kahkahayı basması bir olmuştu. “ Salvador Domingo Felipe Jacinto Dalí i Domènech’i hayatının son dönemlerini bir kele kaptırıp etrafını tuhaf bir koku sarmıştır. Ben en iyisi kendini sandalyenin üzerine çıkıp baş aşağı atayım, kafam boynum bir şeylerim kırılır ve öylece acı için beklerim ölümü, Bende Antonio Ma...

Şiirde Bir Açlık Var

“ Hiçbir şeyin hiçbir şeyliği gibi bir şeydim. İşte ben Hiç kimselerin tutmadığı oyunlara giderdim Bir kedi ayaklarıma sürtünerekten geçerdi - ki benim yaşamımda Her zaman bir kedi bulunur, onu ben Bir imza gibi yazılarıma koyarım - Ve duvarlar yumuşardı, sarkardı Ellerimle ittiğim olurdu onları bu yüzden Terlerdim Sonra bir gazoz içerdim ki, yani ben Kısaca söylemek gerekirse, bazı şeyleri hep geciktirirdim “ (Edip Cansever - Pesüs şiirinden..) Zamanı kullanamayışım… İşte bu şiir de bir şeyler anlatılıyor. Çokta umursamamak lazım şiiri, nasılsa kara bir bedevi değilim. Hüzünlü bir kovayım sadece, içime doğru ağlıyorum, sonunda dolup taşıyorum....

Aklın Hafif Diyalogları

Elgin; Kesinlikle, beni olduğum gibi kabul edebilir misin? Peri; Seni olduğun gibi kabul edebilmem için bana bir sebep söyleyebilir misin? Elgin; Hayır… Peri; O halde bana neden böyle bir soru yönelttin? Elgin; Sadece beni eski zaman hastalıkları olarak görmeni istemiyordum. Peri; Veba, lepra, erisipel, kolera, influenza ve frengi gibi hastalıklardan mı bahsediyorsun? Elgin; Hayır… Peri; O halde ne? Ağzından laf alamıyorum… Elgin; Az önce ruhumun uçup gittiğini gördüm, ruhumun yerine de saman ve çıraların dolmaya başladığımı gördüm. Değiştiğimi hissediyorum. Peri; Evet, değişmeye başlamışsın. Gözlerin artık daha da yerin dibine bakıyor.