Ana içeriğe atla

The Inward Circles — The Soul Itself A Rhombus

Gergedan Yalnızlığı

Kate Bergin
Havanın güzel oluşu ve güneş gözlüklerimin yüzümün yarısını kaplaması bana özgüven getirmişti. Her taraf kar içindeydi.
Bu güzel havada kardan dolayı kafede mahsur kalmış terasta yaprakları buz tutmuş  çiçeğin yapraklarını parçalıyorduk… Vakit öldürmek için artık yapabileceğimiz bir şey kalmamıştı.
Sonrasında iyice şiddetlenen tipi İstanbul'u bir perde gibi örtmeye devam ediyordu. Şiddetlenen karların arasında her şey sakinken bir gergedan kafenin kapısından içeriye girmeye çalışıyordu. Sadece baş kısmını içeriye sokabiliyor geri kalan kısımları ise geçiremiyordu.
Sıkıntıdan patlamış insanlar bu olayı daha yakından göre bilmek için kapının önüne toplanmışlardı. Gergedan traktör sesini andıran seslenişiyle yardım istiyordu. Kalabalığı yarıp gelen işletme sahibi gergedana;
  • Defol git buradan, daha önce de gelmiştin ve seni koymuştum. Bu kadarı da fazla artık!
Ben de dahil herkes şaşkına dönmüştü. Bu şehirde bırak bu ülkede bile görünme şansı olmayan bu hayvan daha önce gelmiş ve kimse bunu duymamıştı. Sesi gergedana yakın bir adam;
  • Nasıl yani bu gergedan daha önce de mi buraya geldi? Nereden geliyor ki bu…
Birden adamın sesinin kesilmesine sebep olacak bir şiddetle kafenin kapısı yerle bir olmuştu. Gergedan yıktığı kapıdan içeriye daldığında herkes bir yerlere kaçışmaya başlamıştı. Yerle bir olmuş girişin önünde bir süre hareketsiz duran gergedan yere yığılı vermişti. Yerde sara krizi geçiren bir insan gibi titreyen ve kasılan gergedan çok sürmeden ölmüştü. Ölmesiyle beraber anüsünden dışkıları dökülmeye başlamıştı.
Ben şaşkın, içerikler şaşkın, herkes şaşkın…Kar yavaşlamak yerine 2 ay daha şiddetle devam etti. Biz de o süre boyunca gergedan etini yiyerek hayatta kalabilmiştik...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akrebin Yelkovana Vedası

Yelkovanın bu halini görünce çok fazla sıcağa maruz kalabilmiş olacağını düşündüm. Akrep ise yerinde yoktu, sadece dakikalar işliyordu. Bir de onu takip eden saniyeler… Biri zamanı yok etmeye çalışmıştı. Fakat kim olduğu belli olmayan bir hırsızın ellerinde tüketiliyordu. Devasal saat kulesindeki bu olayın etkisi tüm sokakları sarmıştı. Saate bakan şokun etkisinden çıkamıyordu. .Kimi sokak aralarından; “Sonumuz geldi!” Bağrışları yükseliyordu. Saatin etrafını sarmış kalabalığı yarıpta gelen Zaman Muhafızları halkı saatin etrafından dağıtmaya çalışıyorlardı. Halk panik içinde bir açıklama bekliyordu. Muhafızların öfkesi arttıkça tavırları da şiddetleniyor, daha sert bir şekilde müdahale etmeye başlıyorlardı. Zaman Denetleme Başkanı durumun çığırından çıkacağını anlayarak halka bir konuşma yapma kararı almıştı. Saat kulesinin önüne geçerek; “Bu oyunu kimlerin oynamış olabileceği konusunda bir bilgimiz yok. Biliyorsunuz ki saatimiz 24 saat boyun...

Tekdüze Bir Düzelik

Benim ruhum söküldü kafatasımdan, beni avuç içinden iki ağacın arasında ölülerini bekleyen çukura üfledi. Korktu bir takım şaşı kuşlar, ne tarafa uçacağını bilemeden uçtu durdu. Sadece bir tanesi ağaca çarptı ve öldü. Soyun hey ruh, bedeninin her parçasını ben oluşturacağım... Bir kova su getiren geveze baykuş az ileride başka bir ağacın kökünde ölü bulundu. Üzerlerine beyaz çarşaf geçirmiş bazı adamlar baykuşun ölüm sebebini bulmaya çalışıyorlardı. Önce kuşa baktılar, sonra ağaca, sonra yine kuşa baktılar, sonra da birbirlerine baktılar ve sırt sırtta verip ağıt yakmaya başladır… Ağıtı duyan baykuş dirildi. Ağıt yakanlarla ağıt yakmaya başladı. Ölüsünü gören baykuş gözyaşları dökmeye başladı. Sonrasında ölüsüne sarıldı ve ölüsü dirildi. Beyaz çarşaf giyinmiş adamlar orayı terk ettiler, baykuş dirilen ölüsünü bıraktı ve ağacın dalına kondu.

Japon Balığı Kusimisunun Gösterisi

            Ülkede çok büyük reklâmlar yapılmış Kusimisu için, Afişler hazırlandı, haber programlarında konuşuldu, oyuncakları yapıldı. Herkes bu gösteri için heyecanlandırıl ve bu gösteri için basılan biletlerin tamamı çıktığı andan itibaren 4 saat içinde tükendi. Organizasyonu yapan şirketin önünde eylemler düzenlemeye başlamıştı. Kimi az sayıda bilet basıldığından kimi de biletlerin karaborsaya düştüğünden şikâyetçiydi.             Herkes bir Japon Balığının nasıl bir gösteri yapacağını merak ediyordu. Bu balıklar 10 saniyede unutmuyor? Nasıl olurda bir şeyler öğrenebiliyordu? Diye sorular etrafında dolaşırken gösteri günü gelmiş çatmıştı.             Gösteri salonu tıklım tıklım dolmaya devam ediyordu. İçeri kaçak yollarla girmeye çalışanlar, sahte bilet ile aynı koltuğu 10 kişi tutanlar içerisi karman çorman olmuştu. Gösteri saatin...