Ana içeriğe atla

The Inward Circles — The Soul Itself A Rhombus

Kendi Eksenimde Titan

Jean Giraud
Kendini göstermek istemeyen bir yaratıkla baş etmek zorundaydım...
Kendisinin Titandan geldiğini söylüyordu.
  • Şu Satürn’ün uydu olan Titan mı? diye soruyorum.
“Hayır” gibisinden bir kaç kelime çıkıyordu ağzından…
  • Peki ne? Diye soruyordum.
Hiç cevap vermeye yeltenmiyordu.
  • Peki kendini bana göstermeyecek misin? Diye soruyordum.
“Hayır” demekle geçiştiriyordu yine… Bir süre sessizce oturmaya devam ediyordum. Toprağın altından gelen ses sadece beni dinlemekle yetiniyordu. Tek bildiğim Titandan geldiğiydi. Yoksa Titan derken Yunan mitolojisinde yer alan 12 Tanrıyı kastediyordu. Phoebe olabilir miydi? Fakat sesi bir erkeği andırıyordu.
“Titan Satürn’ü artık terk etti.” bu sözler beni düşüncelerimin için sıyırmıştı.
  • Nasıl terk etti? Artık Satürn’ün çekiminde değil mi?
“Hayır!” bir süre suskunluk ve ardından, “Bize doğru geliyor...”  diyerek konuşmasını tamamlamıştı.
İçimden -Bize doğru geliyor. dedim. Anlamaya çalıştım. Kafamı gökyüzüne kaldırdım. Parça parça bulutların arasında kimi zaman gözüken mavi gökyüzünde bir şeyler aramaya başlamıştım. Yine bulutların ötesinde bir şeyler göremiyordum.
  • Bize doğru gelen hiçbir şey yok… Dememe rağmen hiç bir şekilde cevap alamadım.
Sesin geldiği yere doğru eğildim.
  • Artık göster kendini bana. Diyordum...
Hiç cevap alamıyordum. Buraya geleli ne kadar olmuştu. Saatime baktım henüz 23 dakika geçmişti. Bu sesi duymaya başlayalı da 19 dakika geçti. Bana Titandan geldiğini söylediğinde sesin nereden geldiği ancak anlaya bilmiştim. Artık oradan hiç bir ses gelmiyordu.
Son zamanlar yaşadığım sıkıntı benimle oyun mu oynuyordu? Sinirlerim gerildi  ve yere eğilerek sesin geldiği yeri ellerimle kazmaya başladım. Toprak çok sert olmamasına rağmen yeteri kadar kazamıyordum. Ben bağırmaya küfretmeye, etraftaki insanlar bana doğru koşmaya başlamıştı. Ben ise çoktan toprağa kafa atarak o canavarı öldürme girişmiştim.
Gözlerim kararıp kendimden geçtiğimde çoktan beni ilaçlarla uyutmaya başlamışlardı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akrebin Yelkovana Vedası

Yelkovanın bu halini görünce çok fazla sıcağa maruz kalabilmiş olacağını düşündüm. Akrep ise yerinde yoktu, sadece dakikalar işliyordu. Bir de onu takip eden saniyeler… Biri zamanı yok etmeye çalışmıştı. Fakat kim olduğu belli olmayan bir hırsızın ellerinde tüketiliyordu. Devasal saat kulesindeki bu olayın etkisi tüm sokakları sarmıştı. Saate bakan şokun etkisinden çıkamıyordu. .Kimi sokak aralarından; “Sonumuz geldi!” Bağrışları yükseliyordu. Saatin etrafını sarmış kalabalığı yarıpta gelen Zaman Muhafızları halkı saatin etrafından dağıtmaya çalışıyorlardı. Halk panik içinde bir açıklama bekliyordu. Muhafızların öfkesi arttıkça tavırları da şiddetleniyor, daha sert bir şekilde müdahale etmeye başlıyorlardı. Zaman Denetleme Başkanı durumun çığırından çıkacağını anlayarak halka bir konuşma yapma kararı almıştı. Saat kulesinin önüne geçerek; “Bu oyunu kimlerin oynamış olabileceği konusunda bir bilgimiz yok. Biliyorsunuz ki saatimiz 24 saat boyun...

Tekdüze Bir Düzelik

Benim ruhum söküldü kafatasımdan, beni avuç içinden iki ağacın arasında ölülerini bekleyen çukura üfledi. Korktu bir takım şaşı kuşlar, ne tarafa uçacağını bilemeden uçtu durdu. Sadece bir tanesi ağaca çarptı ve öldü. Soyun hey ruh, bedeninin her parçasını ben oluşturacağım... Bir kova su getiren geveze baykuş az ileride başka bir ağacın kökünde ölü bulundu. Üzerlerine beyaz çarşaf geçirmiş bazı adamlar baykuşun ölüm sebebini bulmaya çalışıyorlardı. Önce kuşa baktılar, sonra ağaca, sonra yine kuşa baktılar, sonra da birbirlerine baktılar ve sırt sırtta verip ağıt yakmaya başladır… Ağıtı duyan baykuş dirildi. Ağıt yakanlarla ağıt yakmaya başladı. Ölüsünü gören baykuş gözyaşları dökmeye başladı. Sonrasında ölüsüne sarıldı ve ölüsü dirildi. Beyaz çarşaf giyinmiş adamlar orayı terk ettiler, baykuş dirilen ölüsünü bıraktı ve ağacın dalına kondu.

Japon Balığı Kusimisunun Gösterisi

            Ülkede çok büyük reklâmlar yapılmış Kusimisu için, Afişler hazırlandı, haber programlarında konuşuldu, oyuncakları yapıldı. Herkes bu gösteri için heyecanlandırıl ve bu gösteri için basılan biletlerin tamamı çıktığı andan itibaren 4 saat içinde tükendi. Organizasyonu yapan şirketin önünde eylemler düzenlemeye başlamıştı. Kimi az sayıda bilet basıldığından kimi de biletlerin karaborsaya düştüğünden şikâyetçiydi.             Herkes bir Japon Balığının nasıl bir gösteri yapacağını merak ediyordu. Bu balıklar 10 saniyede unutmuyor? Nasıl olurda bir şeyler öğrenebiliyordu? Diye sorular etrafında dolaşırken gösteri günü gelmiş çatmıştı.             Gösteri salonu tıklım tıklım dolmaya devam ediyordu. İçeri kaçak yollarla girmeye çalışanlar, sahte bilet ile aynı koltuğu 10 kişi tutanlar içerisi karman çorman olmuştu. Gösteri saatin...