Pazar günü, bir dinleniş ve bir de arkasından gelen burukluk, yeni bir sendromun habercisi olabiliyor.
Hayır, çalışmak kadar kötü bir şey yoktur. Gelmişimize geçmişimize baktığımızda deliler gibi çalışıyoruz. Durmadan akıl almaz bir şekil de!
Geçmişte çalışmayı öven pek çok sözler geri de bırakılmıştır. İnsanları hataya düşürmek için...
Mesela Victor Hugo; -Çalışmak hayat, düşünmek ışıktır.-
Onun dışın da Nazi Almanyası zamanın da Toplama Kamplarının girişinde şu sözler yazardı. - Arbeit macht frei - Türkçesiyle; - Çalışmak özgürleştirir. -
Aslında işin içine girdiğimiz de ve çalışmayı yaşamımıza adapte ettiğimiz de kendimizi köleleştirdiğimizi bile fark edemiyoruz. İşin kolay tarafını seçiyoruz, işin kolay tarafı çalışmaktır. Evet, bir işçi olmak ya da bir yönetici olmak ya da ofis elemanı olmak, pek çoğu aynı yolu, kolay yolu seçmiştir.
Bireysel özgürlüğümüzü seçmemiz durumunda olayın boyu değişecek çünkü pek çok bağımlılıklarımızdan vazgeçeceğiz. Mesela alışveriş yapmayacağız, ekmek yemeyeceğiz, araba kullanmayacağız, fotoğraf çekemeyeceğiz, en kötüsü de -bugün işte çok yoruldum…- diyemeyeceğiz.
Para kazanmak bir tutsaklığa giden en kolay yoldur. Avcı toplayıcı insan modernleştikçe her şey daha pratikleşti. Çalışarak tembelleştik, tembelleşerek köreldik…
Görebiliyoruz, çok yiyoruz çünkü ulaşabiliyoruz, az yiyoruz çünkü diyetisyenler bize bunu söylüyor, almamamız gerekeni alıyoruz çünkü ikincisi yüz de elli indirimli, soramıyoruz kendimize birincisi ne kadar lazımdı.
Ellerimde köleliğin aynası bugün neye tepki koyacağımı düşünüyorum. Sonra farkında olmadan tepki koymam gerekenin önüme sunulduğunu görüyorum.
Unutmadan kadın cinayetlerinin baş etkeni hala erkek çocukların doğurulmaya devam edilmesi…
Özgürlük bir yabanın ellerinde.

Yorumlar
Yorum Gönder