Her şey karmaşık gözükse de aslında uzandığı kanepenin baş uçunda eli çenesinde dudakları sakalının arkasında gizlenmiş başka bir iskeletin onu soru yağmuruna tuttuğunu kestiremiyordu.
Ceset kendini anlık rüyalara götürmeye çalışıyor, bir mağaraya girerek içeriye dizilmiş kanepeleri saymaya çalışıyordu. Tüm bunlara rağmen yine en başa, aynı kanepeye dönüyordu. Fakat bu sefer kanepenin başında o iskelet yerine, tavandan sarkan bir ip görüyordu.
İp, ona ateşin üzerinden geçerken alev alan hidrojen gazıyla şişirilmiş balonu gösteriyordu. Nefes almaya çalışırken, kanepedeki ceset çürümeye başlamış göğüs kafesini yarıyor, göğsü nefes kaçırmasına rağmen balonu düşünüyordu. Dilini üzerinde gezdirip, ipi onun boynunu sarışını dinliyor, heyecanlanıyordu… Ben ise kanepenin arkasına saklanmış, bekliyordum…

Yorumlar
Yorum Gönder