Ana içeriğe atla

The Inward Circles — The Soul Itself A Rhombus

Bir Kapının Kanlı Hatıraları

Remedios Varo

Kapı hızla yüzüme çarptı. Bu çarpışla beraber burnum kanlar içinde kaldı. Reflekslerim tuttukluk yaptı. Kapı bu, düşünmez gelen giden var mı diye…
Siz de düşünür müsünüz?
Darbenin etkisi beni kıç üstü yere oturttu. Başımı hafiften yukarıya kaldırdım, kan duracak gibi değildi. Oluk oluk akmaya devam ediyor, bir kısmı ağzımın içine doluyor midemi bulandırıyordu.
Kapı kapandı ve bir daha açılmadı.
Sizce kapıyı yüzüme çarpan kimdi?
Ayağa kalkıp lavaboya koştum, yüzüme sürekli su çarpıyordum ve yüzüme değen su her seferinde kanımla kırmızıya boyanıyordu. Hemen sağ tarafımda kalan havluyu burnuma bastırarak banyodan çıktım ve buzdolabından aldığım buz parçalarını bir poşete doldurarak burnumun üzerine koydum… Buzların serinliği yakıcı acıyı birazda olsa dindirmeyi başarmıştı.
Mutfak, tam da yüzüme çarpan kapının karşısındaydı. Yemek masasının sandalyesine oturdum ve kapıyı izlemeye başladım.
“Sen mi çarptın bana?”
Birden içimde bir tiksinti oluşmuştu. Kapı benimle mi konuşuyordu? Kimdi bu konuşan? Kapı beni ona çarpmamla mı suçluyordu? Ama bu ses benim sesim…
Kapı mı suçlu ben mi yoksa kapıyı çarpan mı?
Burnumun kanaması yine şiddetlendi. Bu sefer fışkırıyordu. Aynı boynu kesilen koyun gibi…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akrebin Yelkovana Vedası

Yelkovanın bu halini görünce çok fazla sıcağa maruz kalabilmiş olacağını düşündüm. Akrep ise yerinde yoktu, sadece dakikalar işliyordu. Bir de onu takip eden saniyeler… Biri zamanı yok etmeye çalışmıştı. Fakat kim olduğu belli olmayan bir hırsızın ellerinde tüketiliyordu. Devasal saat kulesindeki bu olayın etkisi tüm sokakları sarmıştı. Saate bakan şokun etkisinden çıkamıyordu. .Kimi sokak aralarından; “Sonumuz geldi!” Bağrışları yükseliyordu. Saatin etrafını sarmış kalabalığı yarıpta gelen Zaman Muhafızları halkı saatin etrafından dağıtmaya çalışıyorlardı. Halk panik içinde bir açıklama bekliyordu. Muhafızların öfkesi arttıkça tavırları da şiddetleniyor, daha sert bir şekilde müdahale etmeye başlıyorlardı. Zaman Denetleme Başkanı durumun çığırından çıkacağını anlayarak halka bir konuşma yapma kararı almıştı. Saat kulesinin önüne geçerek; “Bu oyunu kimlerin oynamış olabileceği konusunda bir bilgimiz yok. Biliyorsunuz ki saatimiz 24 saat boyun...

Tekdüze Bir Düzelik

Benim ruhum söküldü kafatasımdan, beni avuç içinden iki ağacın arasında ölülerini bekleyen çukura üfledi. Korktu bir takım şaşı kuşlar, ne tarafa uçacağını bilemeden uçtu durdu. Sadece bir tanesi ağaca çarptı ve öldü. Soyun hey ruh, bedeninin her parçasını ben oluşturacağım... Bir kova su getiren geveze baykuş az ileride başka bir ağacın kökünde ölü bulundu. Üzerlerine beyaz çarşaf geçirmiş bazı adamlar baykuşun ölüm sebebini bulmaya çalışıyorlardı. Önce kuşa baktılar, sonra ağaca, sonra yine kuşa baktılar, sonra da birbirlerine baktılar ve sırt sırtta verip ağıt yakmaya başladır… Ağıtı duyan baykuş dirildi. Ağıt yakanlarla ağıt yakmaya başladı. Ölüsünü gören baykuş gözyaşları dökmeye başladı. Sonrasında ölüsüne sarıldı ve ölüsü dirildi. Beyaz çarşaf giyinmiş adamlar orayı terk ettiler, baykuş dirilen ölüsünü bıraktı ve ağacın dalına kondu.

Japon Balığı Kusimisunun Gösterisi

            Ülkede çok büyük reklâmlar yapılmış Kusimisu için, Afişler hazırlandı, haber programlarında konuşuldu, oyuncakları yapıldı. Herkes bu gösteri için heyecanlandırıl ve bu gösteri için basılan biletlerin tamamı çıktığı andan itibaren 4 saat içinde tükendi. Organizasyonu yapan şirketin önünde eylemler düzenlemeye başlamıştı. Kimi az sayıda bilet basıldığından kimi de biletlerin karaborsaya düştüğünden şikâyetçiydi.             Herkes bir Japon Balığının nasıl bir gösteri yapacağını merak ediyordu. Bu balıklar 10 saniyede unutmuyor? Nasıl olurda bir şeyler öğrenebiliyordu? Diye sorular etrafında dolaşırken gösteri günü gelmiş çatmıştı.             Gösteri salonu tıklım tıklım dolmaya devam ediyordu. İçeri kaçak yollarla girmeye çalışanlar, sahte bilet ile aynı koltuğu 10 kişi tutanlar içerisi karman çorman olmuştu. Gösteri saatin...