Ana içeriğe atla

Kayıtlar

The Inward Circles — The Soul Itself A Rhombus

Çiçek Öldü

Gün batımında bir çiçeğin üzerinde 3-4 tane kandamlası gördüm.             Sessizce etrafıma bakındım ve dizlerimin üzerine çökerek çiçeğin üzerine işemeye başladım. Çişimle beraber kandamlaları kayboldu gitti.             Yüzümde rahatlamanın verdiği tebessümle beraber çiçeğin çoğu yaprakları döküldü ve boyun kısmından kırıldığını gördüm.             Çok üzüldüm, ağlayarak oradan uzaklaştım ve dalları sağlam bir ağaç buldum. Kemerimi belimden söktüm ve bir tarafı ağaca bir tarafında boynuma geçirerek intihar eylemimi gerçekleştirmek için son adıma gelmiştim.             Bir süre nutuk çekmeyi düşündüm. Sonra vazgeçtim.             “Özür dilerim çiçek” diyerek derin bir nefes aldım.    ...

Durağanlaşan Son

Erkek -          Merhaba benimle birleşmek ister misin? Der… (Kadın arkasını döner…) Kadın -          Tabiî ki. Diye cevap verir. (Erkek aletinin hazır hale gelmesini beklemektedir.) Erkek -          Hazır hale gelmesini bekliyorum. Diyerek kadına yanıt verir. (Kadın, hiç bir heyecan duymaz. Sadece bekler. Beklerken hiç bir şey düşünmez. Sanki komadaymış gibi hissizdir.) Erkek -          Hazırım. Der… ( Erkek, kadının içine girerek birleşimi sağlar. Zevk alıyordur. Bunun yanında kadında birleşmeden önce hissettiklerinden farklı bir şey duymamaktadır. Heyecansızdır.) Kadın -          Bittiğinde haber verir misin? Der… (Kadın zevk almıyordur.)             Erkek -       ...

Merkez Topacı

Sadece bir fikirdi, Kimsesiz değilim, Sadece benliğimsizdim. Beni siz toparlayın, İki kişiliğim var benim, İkiside tıpa tıp aynı, Sadece birisinin tırnakları daha uzun… 

Kısır Saatler (Yamyam Bit'i)

            Çıplak sırtımı soğuk duvara dayadım, sırtımın duvardan daha soğuk olduğunu anladım.             Kâğıt ve kalemin keşfedilmediği zamanlardan birinde daha yeni yeni insanlar pişmiş et tüketmeye başlamıştı. Etrafta hafta sonu piknik alanını doldurmuş mangalcıların oluşturduğu koku gibi her taraf pişmiş et ve yanık yağ kokuyordu. Kimse kimsenin ateşine kimse kimsenin etine karışmazken çiğ et yemeye alışmış hayvanlar henüz bu duruma alışamamışlardı.             Ekmek yoktu. Buğdayın keşfine henüz daha zaman vardı.             Genellikle ateşte pişirilen hayvanlar ceylan, tavşan ve maymun etiydi. Savanalarda kurak zamanların geçtiği şu günlerde diğerleri gibi hayvan eti tüketmek yerine insan etiyle beslenen bir kabile vardı. Bu kabile 20 kişiden oluşuyordu. Günler geçti aylar geç...

At'ın Ciddiyeti

            Gündüz vakti her yer nasıl olur da birden karara bilirdi? Saat 13:53’ü gösteriyordu. Etrafta bir sürü bina vardı. O kadar çokturlar ki, aralarında, aralarından geçen yollar dışında başka bir boşluk yoktu.             Bir kaç dakika süren bu karanlığın içinde bir at’ın çığlıkları yükselmişti. O kadar güçlü bir çığlıktı ki, gündüz vakti havanın birden bire zifiri karanlığa bürünmesine bile şaşıracak durumumuz kalmamıştı. Hava tekrar aydınlandığında yolun orta yerinde başsız bir at yatıyordu. Başsız olmasına rağmen karnı hala inip kalkıyordu. Arada bir kuyruğunu sallayıp yeri dövüyordu. Her yere vuruşunda yerden tozlar yükseliyor, sinekler kaçışıyordu.             Diğer yandan üstü başı kanlar içinde kısa boylu bir adam kaldırıma oturmuş soluk soluğa nefes alıyordu. Gözünü attan ayırmadan göğsü atla beraber...

Kutupta Soğuk Bir Gün

            Bir bardak suyu cebime boşalttım ve ıslak pantolonla hızla koşmaya başladım. Koşarken de sık sık dinlediğim ve bilmediğim bir dilde söylenen şarkının sözlerini uydura uydura söylendirmeye çalıştım.             Burası Kuzey Kutbu, kaçtığım şey bir kutup ayısı ve cebime döktüğüm su çoktan buz kesilmeye başlamıştı.             Koşarken bir sigara yaktım, kullanmamama rağmen bir sigara yakmanın çilesi bambaşkaydı. Çok öksürtüyordu beni… Biraz dinlenmemin zamanı gelmişti. Ayıda çok yorulmuştu. Bir buz parçasının üzerine beraber oturduk ve o bana yediklerini içtiklerini anlattı bende ona gazete başlıklarında okuduklarımı anlattım. Hiçbir şey anlamadı. O kadar olayın nasıl olduğuna, neden olduklarına anlam veremedi.             Cinayetler, tecavüzler, şiddet, hırsızlık ve bi...

Matkap Kendi Dilinde

            “Madde kemikti, toz oldu ve sonunda suya dönüştü.”             Matkap, Restoran çalışanına bunu söylerken çalışanın burada tuvalet kâğıdı görevini üstlendiğinin farkında değildi.             Restoran çalışanı;             “Bunu size kim söyledi? Sayın Matkap…”             Matkap sandalyesine yaslandı ve kafasını bir tur çevirdikten sonra;             “Bunu bana bir bilge söyledi. Hatta bilge bana yaklaşık 1500 yıldır bir fare deliğinden çocuklarını izlediğini söyledi.”             Restoran çalışanı bu durumdan sıkılmaya başlamıştı. Daha önceleri Matkapların restoranlara girmesi yasaktı. Sonradan çıkan...