Ana içeriğe atla

The Inward Circles — The Soul Itself A Rhombus

Ve İnsan Yıldırımı Yarattı

lightning psychedelic

            Yıldırımları yarattığını iddia ettiği gün tesadüfmüdür bilmez kendisini bir yıldırım çarpmıştı. Bunun sonucunda ayaklarını ve ellerlini kesmek zorunda kalmışlardı.
            Evindeki odasında yatağında etrafındakilere sesleniyordu;
-         Çok mutluyum, işte gördünüz yıldırımı nasıl da yarattım ve gökyüzüne gönderdim. Diyordu.
İnsanlar yinede ona acıyorlardı. Her tarafı yanıklar içinde kolları ve bacakları gitmiş yarım bir insandan başka bir şey değildi.
Tekrar konuşmaya başladı;
-         Benim Raijin’den, Ukko’dan, Taranis’den, Teşup’tan, Mamaragan’dan, Zeus’tan, Ülgen’den ne farkım var. Benim yüksek bir dağın tepesinde tahtım yok diye mi bütün bu umursamazlığınız ve inanmayışınız…”
Susmuştu. Bağırarak konuştuğu için çok yorgun düşmüştü. Etrafındakiler bu adamın daha fazla yaşayamayacağını biliyorlardı. Durumu kötünün de kötüsü bir haldeydi. Doktorlar ellerinden geleni yapmışlardı.
            Bir süre dinlendikten sonra;
-         Sizlere bir tahtın üzerinden hitap edecek durumda değilim. Bana inanan olur belki, mayacı kadın kitabını kaç dağının ardına sakladım. Onu bulursanız eğer güneşe dokunabilecek kadar uzaya bilen güçlü ve her şeye dayanıklı bir kolunuz olacak, her şeyin sırrı o kitapta yazıyor. Bu internet çağında her şeye inanmak kolayken elbet bana da inanan olur.” Dedi. Hafifçe gülümse de yüzündeki yanıklardan kimse bunu anlayamadı.

Adamın başında toplananlardan biri çoktan tüm konuşmaları videoya çekmiş, sosyal medyada yayınlaşmıştı. Çok fazla yaşayamamıştı. İnanda oldu, dalga geçen çok oldu, sözleri başka yerlere çekildi. Sonrasında bir kişi dışında herkes tarafından unutuldu gitti. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akrebin Yelkovana Vedası

Yelkovanın bu halini görünce çok fazla sıcağa maruz kalabilmiş olacağını düşündüm. Akrep ise yerinde yoktu, sadece dakikalar işliyordu. Bir de onu takip eden saniyeler… Biri zamanı yok etmeye çalışmıştı. Fakat kim olduğu belli olmayan bir hırsızın ellerinde tüketiliyordu. Devasal saat kulesindeki bu olayın etkisi tüm sokakları sarmıştı. Saate bakan şokun etkisinden çıkamıyordu. .Kimi sokak aralarından; “Sonumuz geldi!” Bağrışları yükseliyordu. Saatin etrafını sarmış kalabalığı yarıpta gelen Zaman Muhafızları halkı saatin etrafından dağıtmaya çalışıyorlardı. Halk panik içinde bir açıklama bekliyordu. Muhafızların öfkesi arttıkça tavırları da şiddetleniyor, daha sert bir şekilde müdahale etmeye başlıyorlardı. Zaman Denetleme Başkanı durumun çığırından çıkacağını anlayarak halka bir konuşma yapma kararı almıştı. Saat kulesinin önüne geçerek; “Bu oyunu kimlerin oynamış olabileceği konusunda bir bilgimiz yok. Biliyorsunuz ki saatimiz 24 saat boyun...

Tekdüze Bir Düzelik

Benim ruhum söküldü kafatasımdan, beni avuç içinden iki ağacın arasında ölülerini bekleyen çukura üfledi. Korktu bir takım şaşı kuşlar, ne tarafa uçacağını bilemeden uçtu durdu. Sadece bir tanesi ağaca çarptı ve öldü. Soyun hey ruh, bedeninin her parçasını ben oluşturacağım... Bir kova su getiren geveze baykuş az ileride başka bir ağacın kökünde ölü bulundu. Üzerlerine beyaz çarşaf geçirmiş bazı adamlar baykuşun ölüm sebebini bulmaya çalışıyorlardı. Önce kuşa baktılar, sonra ağaca, sonra yine kuşa baktılar, sonra da birbirlerine baktılar ve sırt sırtta verip ağıt yakmaya başladır… Ağıtı duyan baykuş dirildi. Ağıt yakanlarla ağıt yakmaya başladı. Ölüsünü gören baykuş gözyaşları dökmeye başladı. Sonrasında ölüsüne sarıldı ve ölüsü dirildi. Beyaz çarşaf giyinmiş adamlar orayı terk ettiler, baykuş dirilen ölüsünü bıraktı ve ağacın dalına kondu.

Japon Balığı Kusimisunun Gösterisi

            Ülkede çok büyük reklâmlar yapılmış Kusimisu için, Afişler hazırlandı, haber programlarında konuşuldu, oyuncakları yapıldı. Herkes bu gösteri için heyecanlandırıl ve bu gösteri için basılan biletlerin tamamı çıktığı andan itibaren 4 saat içinde tükendi. Organizasyonu yapan şirketin önünde eylemler düzenlemeye başlamıştı. Kimi az sayıda bilet basıldığından kimi de biletlerin karaborsaya düştüğünden şikâyetçiydi.             Herkes bir Japon Balığının nasıl bir gösteri yapacağını merak ediyordu. Bu balıklar 10 saniyede unutmuyor? Nasıl olurda bir şeyler öğrenebiliyordu? Diye sorular etrafında dolaşırken gösteri günü gelmiş çatmıştı.             Gösteri salonu tıklım tıklım dolmaya devam ediyordu. İçeri kaçak yollarla girmeye çalışanlar, sahte bilet ile aynı koltuğu 10 kişi tutanlar içerisi karman çorman olmuştu. Gösteri saatin...